İzmir Barosu’ndan valiliğe dava

İzmir Valiliği’nin, 19.08.2019 tarih ve 95035699-210.01.-E.42965 sayılı yazısı ile aldığı, 19.08.2019 tarihinden itibaren 10 gün süre ile İzmir ili genelinde açık alanda gerçekleşebilecek yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma, çadır kurma, bildiri dağıtma, protesto gibi eylem ve etkinliklerin yasaklanmasına dair kararına İzmir Barosu tarafından dava açıldı.

İzmir Barosu’ndan valiliğe dava

İzmir Valiliği’nin, 19.08.2019 tarih ve 95035699-210.01.-E.42965 sayılı yazısı ile aldığı, 19.08.2019 tarihinden itibaren 10 gün süre ile İzmir ili genelinde açık alanda gerçekleşebilecek yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma, çadır kurma, bildiri dağıtma, protesto gibi eylem ve etkinliklerin yasaklanmasına dair kararına İzmir Barosu tarafından dava açıldı.

İzmir Barosu’ndan valiliğe dava
21 Ağustos 2019 - 16:49

İzmir Barosu, halkın toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünü kullanabilmesi önünde engel oluşturduğu gerekçesiyle alınan kararın iptalini istedi.
Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının, İçişleri Bakanlığı kararı ile görevlerinden alınması ve yerlerine kayyum atanması sonrasında yapılmak istenen protestoların, Valilik kararıyla yapılamadığı ifade eden İzmir Barosu, toplantı ve ifade özgürlüğüne ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuatı İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne, 19.08.2019 tarihinde sunulan iptal talepli dilekçede hatırlattı.
Valilik kararına göre yasaklanma gerekçesi olarak birtakım şiddet içerikli eylemlerin gerçekleşebilme ihtimali göz önünde bulundurulduğu açıklandı. Fakat İzmir Barosu bunun somut bir dayanağının olmadığını ifade ettiği dilekçede, “Bir varsayım üzerine, somut olgulara dayanmayan gerekçelerle, özgürlüklerin kullanılmasının kısıtlanması kabul edilemez. Doğma ihtimali bulunan bir riskin önlenmesi için özgürlüklerin kullanımının kısıtlanması yerine, gerekli ve yeterli tedbirlerin alınması, kamu otoritelerinin görevidir” denildi. Ayrıca dilekçede bu görevi yerine getirememelerinin sorumluluğunu da kişilere yüklemelerinin mümkün olmadığı ifadelerine yer verildi.
“Kurulan idari işlem kamu yararı gözetmiyor”
Kurulan idari işlemin kamu yararı gözetmediğine atıfta bulunulan İzmir Barosu dilekçesinde, aksi savunularak kamu yararına karşı ihdas edildiği yazıldı. Ayrıca İzmir Barosu, idarenin görevinin bu etkinliklerin gerçekleşmesini güvence altına almak için kamusal yetkiyi kullanması gerektiğini de hatırlatarak, Anayasaca güvence altına alınan etkinliklerin yasaklanmasının doğru bulunmadığı belirtildi.
Dilekçede yasaklama kararının gerekçesinin herhangi bir somut delile dayanmadığı vurgulanırken, İdari işlemin “sebep” unsuru bakımından hukuka aykırı olduğu ve birçok olasılıktan bahsedilse de, hiçbiri için bir delil sunulamadığı ifadelerine yer verildi.
İfade özgürlüğü engelleniyor
Ülkenin en kalabalık üçüncü şehri olan İzmir’in genelinde böyle bir yasaklamanın verilmiş olmasının, insanların toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ve dolayısı ile ifade özgürlüğünü kullanmalarını engellediğini dile getiren İzmir Barosu, kararın yürütmesinin iptali talebinde de bulundu.
Ayrıca dilekçede, 10 günlük süreyle, bütün İzmir genelinde bir yasaklama kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve valiliğin, eğer kamu açısından bir sorun teşkil ettiğini düşünüyorsa, her toplantı ve gösteri yürüyüşü için ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte karar vermek zorunda olduğu da ifade edildi.
 
Haber: Seray Açar
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum