İZFAŞ tarafından, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen İzmir Enternasyonel Fuarı, kendi bünyesinde bu yıl bir ilki gerçekleştirerek, Lozan Kapı girişinde “Kitap Sokağı” yaptı. Kitapseverlerin fazlasıyla ilgisini çeken “Kitap Sokağı”nın yanı sıra, İsmet İnönü Sanat Merkezi ve “Yüz Yüze Sohbetler” alanı da Lozan Kapı girişinde, ilgililerini ağırladı.
 
İsmet İnönü Sanat Merkezi, dokuz gün boyunca Türkiye’nin birbirinden değerli isimlerini ağırlarken, “Yüz Yüze Sohbetler” alanında ise, ziyaretçiler, önemli düşünür ve yazarlarla buluştu. Kaskatlı havuzun yanında gerçekleştirilen “Yüz Yüze Sohbetler” ile birçok ziyaretçi değerli isimleri görme, onlarla tanışma fırsatı yakaladı.
 
OZAN GÜVEN’DEN DON KİŞOT
14 Eylül’de İsmet İnönü Sanat Merkezi, Cervantes’in ölümsüz eseri, dünya klasiği Don Kişot oyununu seyircilerle buluşturdu. Ozan Güven’in ana kahraman olan Don Kişot’u canlandırdığı oyunda, Türkiye’nin birçok önemli ismi üstün performanslarıyla yer aldı. Kadrosuyla, izleyicilerden tam not alan oyunda, Don Kişot’un aklı selim tarafı olan Sancho Panza’yı ise Günay Karacaoğlu canlandırdı.
 
Oyunun ana kahramanı Don Kişot’a hayat veren Ozan Güven, yaptığı konuşmasında, İzmir Fuarı’nın büyülü atmosferini iyi bildiğini vurgulayarak, İzmir Enternasyonel Fuarı’nda çok fazla sanatçıyı izlediğini belirtti. Fuar’da sahne almasının kendisi için çok önemli olduğuna değinen Güven, çocukken fazlasıyla sanatçıyı izleme fırsatını yakaladığı İzmir Fuarı’nın yeniden eski günlere benzediğini ifade etti. İzmir’de büyüdüğünü belirten Güven, İzmir’e olan özlemini de giderdiğini ve vefa borcunu ödemiş gibi hissettiğini söyledi. Son olarak Güven, “İzmir Fuarı benim çocukluğumdan beri tanış olduğum bir organizasyon olduğu için burada sahne almaktan son derece mutluyum” diye konuştu.
 
MENTEŞ, YÜZ YÜZE SOHBETLER’DEYDİ
Fuarı’n önemli konuklarından biri ise 14 Eylül’de Murat Menteş oldu. Yüz Yüze Sohbetler alanında, ziyaretçilerle buluştu. Yazara, “Derde Deva Randevu” isimli kitabının çizimlerini yapan Hakan Karataş eşlik etti. Artık herkesin, hümanist olmanın anlamının kalmadığı bir dünyada yaşadığını belirten Menteş, insani değerleri kaybetmemek için yazmak gerektiğine vurgu yaptı. Menteş, “İnsanlara aslında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Nazım Hikmet’in Dostoyevski’nin, Farabi’nin ve daha nicelerinin insanlık niteliklerini besleyen yazarlar olduğunu daha çok anlatmamız lazım” diyerek, düşüncelerin özenli bir şekilde sıraya sokabilmek için yazmak gerektiğine dikkat çekti.  İyi okurların da aslında düşünce ve ifadelere değer kazandırmak için kitap okuduklarını vurgulayan Menteş, “İzmir’in kendine özgü ruhu da sizlerle birlikte bu düşünceyi besliyor” diyerek cümlelerini tamamladı.