Halk arasında “prostat büyümesi” olarak bilinen Prostat Hiperplazisi’nin erkekler arasında en sık görünen fonksiyon bozukluklarından biri olduğunu ifade eden Taş, bu bozukluğun ilk olarak idrar yapma zorluğuyla ortaya çıktığını belirtti. Her idrar yapma zorluğunun prostat büyümesi anlamına gelmediğine önemle vurgu yapan Taş, idrar yapma güçlüğünün onlarca sebebi olduğuna değindi.
ÖNLEM ALINMAZSA BÖBREK YETMEZLİĞİ BAŞLAYABİLİR
İdrar yapma zorluğunun birçok sebebi olmakla beraber en başlıca nedeninin BPH (Benign Prostat Hiperplazisi) yani prostat büyümesi olduğunun söylenebileceğini dile getiren Taş,  BPH’ın genetik ya da yaşam koşullarına bağlı olarak gelişen bir nedenin olmadığını ama bu bezin büyümeden, erken teşhis ile kontrol altına alınabildiğini her fırsatta hastalarına anlattıklarını söyledi. Özellikle doktor kontrolüne çok sık gitmek istemeyen ya da teşhis yöntemlerinden çekinen hastaların ileri görüntüleme teknikleriyle prostatlarının durumunu görmelerini sağlayabildiklerini ifade eden Taş, Prostat büyümesinin önlemi alınmaz ise hiç idrar yapamama ve buna bağlı olarak böbrek yetmezliğine kadar giden bir sürecin olduğunu söylemenin yanlış olmayacağına dikkat çekti.
FİTOTERAPİ TEDAVİSİ ARTIYOR
Prostat kanseri tedavilerinde Fitoterapi’nin son zamanlarda gözle görülür bir şekilde arttığını bildiren Taş, son yıllarda prostat tedavisinde İtalya, Almanya, Fransa ve ABD gibi ülkelerde doktorların reçete ettiği, hastaların kullandığı birçok fitoterapi ürününü takip ettiklerini vurguladı. Taş, İtalya’da prostat hastalarının yüzde 50’sinden fazlasında fitoterapi ürünlerinin reçetelendiğini, bu duruma örnek olarak gösterdi.
Taş, fitoterapi tedavi yöntemlerinden bahsederken, fitoterapi ürünlerinin yan etkilerinin kimyasal ilaçlara göre daha düşük olduğuna değindi ve Fitoterapi ürünlerinin yan etkilerinin kimyasal ilaçlara göre çok daha düşük olduğunu bildirdi. Taş bunun nedenini ise, bu tedavilerin yan etkilerinin düşük olmasını, polifarmasi durumunda (birden fazla hastalığa yönelik çoklu ilaç kullanımı durumu) özellikle 50 yaş üzeri erkeklerde prostata bağlı şikâyetlerin gerilemesini kolaylaştırmasına bağladı.  
FİTOTERAPİ BİR BİLİM DALI
Her rahatsızlıkta olduğu gibi Prostat Kanseri’nde de bilinçli tedavinin muhakkak olması gerektiğini belirten Taş, dünyada yükselen bir grafiği olan fitoterapi yöntemlerinin birçok bilimsel platformda yerini aldığını söyledi. Bu ajanları üretmenin kolay olmadığı gibi çok da maliyetli olduğunu dile getiren Taş, Fitoterapi’nin bir bilim dalı olduğu bilgisini verdi. İnsanların bitkisel ilacın daha kolay ve ucuz olduğunu düşünerek büyük bir yanılgıya kapıldığını belirten Taş, Fitoterapötik ürün üretmenin, Farmakolojik ürün üretmekten çok daha zor olduğuna dikkat çekti.  Bir bitkinin yetiştirilme koşulları, çiftçi tarafından üretilmesi, toplanması ve sonrasında bunu doğru çevre koşulları, risk analizleri, teknoloji ve standartları kullanarak bilimselliği kanıtlanmış bir ürün haline getirmenin bir bilgi birikimi ve tecrübe gerektirdiğini ifade eden Taş, aktarlardan alınan, neye yaradığı bilinmeyen ve prostata iyi geldiği söylenen birçok bitkinin tıkanıklığa, mesane problemlerine neden olduğunu ve hatta böbrek değerlerini olağanın dışına çıkardığını bildirdi.