Yücel, “Ak Parti’nin sözcülüğüne soyunan havuz medyası ve yandaş basının kullanmış olduğu bir takım yöntemlerle Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi adayları terörle ve terör örgütleriyle birlikteymiş gibi bir algı yaratılmaya çalışıldı” dedi.
Türkiye’nin altı ay önce bir seçim yaşadığını hatırlatarak cümlelerine başlayan Yücel, seçmen ve halkın ülke genelinde kendi iradesini sandığa yansıttığını ve doğru bildiği, doğru olduğunu düşündüğü siyasi partiye ve adaylara oy verdiğini ifade etti. Seçim sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendilerinin, gerek İzmir’de gerek Türkiye genelinde iktidarın türlü türlü iftiralarına ve hakaretlerine maruz kaldıklarını bildiren Yücel, özellikle AK Parti’nin sözcülüğüne soyunan havuz medyasının ve yandaş basının kullanmış olduğu bir takım yöntemlerle Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi adaylarının terörle ve terör örgütleriyle birlikteymiş gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını belirtti.
Bunu zaman zaman AK Partili Milletvekilleri ve Yöneticilerini, zaman zaman AK Parti’nin İç İşleri Bakanı’nın, zaman zamanda AK Parti’nin Genel Başkanı planlı ve sistemli bir şekilde, sırf kendilerine oy devşirmek ve siyasi rant sağlamak adına yaptıklarını vurgulayan Yücel, “AK Partili İç İşleri Bakanı’nın ‘Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanları şehit cenazelerinde protokole alınmasın diye valilere talimat verdim’ şeklindeki ifadesi bu siyaset anlayışının bir ayağıydı” diye konuştu.  
Seçimlerden kısa bir süre sonra 21 Nisan 2019 günü Ankara’nın Çubuk ilçesinde aynı anlayış aynı zihniyetin, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı Hakkari Çukurca’da şehit düşen sözleşmeli Er Yener Çıkrıkçı’nın cenazesinde de kendisini gösterdiğine değinen Yücel, Emniyet Müdürü’nün, Genelkurmay Başkanı’nın, Milli Savunma Bakanı’nın ve Milli Eğitim Bakanı’nın da katılmış olduğu şehit cenazesinde ana muhalefet partisi liderinin planlı ve organize bir şekilde linç edilmeye çalışılması ve bu yapılırken linç girişiminde bulunan güruha, vanndallara, provokatörlere fırsat verilmesinin ve kolluk kuvvetlerinin de bu olaya seyirci kalmasının AK Parti’nin seçim öncesinde uyguladığı ve yıllardır uygulaya geldiği kin, nefret ve düşmanlık üzerine kurguladığı siyasetin anlayışının bir örneği olduğuna vurgu yaptı.  
21 Nisan 2019 günü Ankara’nın Çubuk ilçesinin Akkuzulu Köyü’nde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırının, aslında demokrasilerine yapılmış bir saldırı olduğuna dikkat çeken Yücel,  “O gün Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı milli birlik ve beraberliğimize yapılmış bir saldırıydı. O gün yapılan saldırı dini ve manevi duygularımıza yapılmış bir saldırıydı” diyerek, şehit cenazesinde bunu yapan, bunu yapmaya cesaret eden, şehidi ve şehitleri kirli siyaset anlayışına alet eden zihniyetin aslında bu saldırıyı şehide, şehidin ailesine ve tüm şehitlere yapıldığının altını önemle çizdi.
Linç girişimi sonrası, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nin bu elim ve vahim olayın ardından bir araştırma komisyonu kurduğunu söyleyen Yücel, olay günü yaşananların sadece savcılık soruşturma dosyasına yansıyan delillerle sınırlı kalmadan Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan, Yıldırım Kaya, Cumhuriyet Halk Partisi Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Uğur Bayraktutan ve yine Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri Murat Emir, Rafet Zeybek, İbrahim Özden Kaboğlu ve parti avukatlarınca etraflıca araştırıldığını ve sonucunda bir rapor hazırlandığı bilgisini verdi.  
Bu raporun, olayın iç yüzünü tüm kamuoyunun bilmesi açısından kitaplaştırıldığı haberini veren Yücel,  “Ben, 21 Nisan 2019 Çubuk Linç Girişimi Araştırma Komisyonu Raporu isimli bu kitabu siz değerli basın mensuplarıyla paylaşacağım. Ve önümüzdeki günlerde İzmir’de özellikle sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, meslek birlikleri, sendikalar gibi demokrasinin olmazsa olmazı kurum ve kuruluşlarla bu kitabı, bu vahim olayın kitaplaştırılmış Komisyon Raporu’nu İzmir kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.
Bu kitapta bu olayın nasıl planlı ve organize bir olay olduğunu, kolluk kuvvetlerinin kasıtlı veya ihmalen yaratmış oldukları güvenlik boşluğunu, saldırıya zemin hazırlamak için Kemal Kılıçdaroğlu’nun alanda, şehit cenazelerinde uygulanan devlet törenlerine ilişkin yönetmeliklerden tamamen ayrı bir şekilde diğer devlet erkânının ve protokolün şehit cenazesinin arkasında yürüyerek son kez şehidi selamlaması gerekirken, olağan güzergahtan ayrılıp farklı bir güzergaha gitmelerini ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalnız bırakılmasının delilleriyle, belgeleriyle ve fotoğraflarıyla görüleceğini belirten Yücel, kitabın içeriği hakkında bilgi vermeye devam etti. Yücel cümlelerini şu şekilde tamamladı:
“Milli Savunma Bakanı’nın, Milli Eğitim Bakanı’nın, Ak Parti Genel Sekreterinin, Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimini tam bir buçuk saat Köy Konağı’ndan izlediklerini, şüphelilerden 15 tanesinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının şoför kadrosunda çalışmakta olduklarını, 11 şüphelinin ifadelerinin kelimesi kelimesine birbirleriyle aynı olduğunu ve daha bir sürü durumu… Kitapta bunları bulacaksınız, bunları göreceksiniz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun itibarsızlaştırmak için kolluk tarafından bulunduğu evden çıkarılırken, toplumsal suç işleyen şüphelilere uygulandığı şekilde, polis şapkası ve polis parkası giydirilmesinin teklif edildiğini ancak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu kesinlikle kabul etmediğini tanık ifadeleriyle ve yine delilleriyle, belgeleriyle göreceksiniz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu evdeyken, dışarıda toplanan kalabalığı yönlendirmek isteyen, provokatörlerin olayın organizatörlerinin hazırlayıcılarının ‘Evi yakın’, ‘Evi ateşe verin’ diye talimat verdiklerini ve sloganlarını yine bu kitapta belgeleriyle, delilleriyle okuyacaksınız. Görsellerle kitapta göreceksiniz”
Basın açıklamasının sonunda Yücel, basın mensuplarına “21 Nisan 2019 Çubuk Linç Girişimi Araştırma Komisyonu Raporu” kitaplarını hediye ederek, kendilerine teşekkür etti.