Aşağıda zeytin karasuyu ve çevreye verdiği zararlar ile ilgili bazı bilgiler verdik. Bu bilgiler sorunun büyüklüğünü ve çevreye verdiği zararı belgeliyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda zeytin sezonunun başlaması ile haber merkezimize ihbarlar gelmeye başladı. Çevreye duyarlı vatandaşlarımız, karasuyu dereye salan, tarım alanlarına döken tesisleri resmi kurumlara ve basın organlarına ihbar etmeye başladılar. Bize vatandaşlardan gelen ihbarlar arasında Tire’de bulunan Savranoğlu Zeytincilik dikkatimizi çekti. Çevrede bulunan çiftçilerin şikayeti bu firma üzerinde yoğunlaşıyordu. Yerinde incelemek için tesise gittiğimizde bahçesinde derin bir kuyu olduğunu bu kuyuda tonlarca zeytin karasuyunun biriktirildiğini gördük. Bir borudan karasu akmaya devam ediyordu. Yine tesisin dışına tarım alanına büyük bir kuyunun yapılmakta olduğunu gördük. Tesisin fotoğraf ve görüntülerini çektikten sonra telefonla ulaştığımız fabrika yetkilisi bize açıklama yapamayacağını söyledi ve sorularımızı cevaplamaktan kaçındı. Biz sorularımızı yazılı olarak gönderdik ve cevap beklediğimizi belirttik. Ancak; söz konusu kuyuda bu suları bekletemeyeceklerine, burada biriken suyu nasıl bertaraf edeceklerine ve ruhsatlarının olup olmadığına yönelik sorularımız cevapsız kaldı. Bizde konuyu haberleştirip sonra da Çevre Müdürlüğü yetkililerine iletmeye ve yetkilileri göreve davet etmeye karar verdik. Bu arada tesis ile ilgili bilgi almak için aradığımız Tire Belediyesi’nden bir yetkili Savranoğlu Zeytincilik ile ilgili geçen yıl belediyeye çok sayıda şikayet geldiğini bunun üzerine fabrikanın çevreye verdiği zararı fotoğraflayıp Çevre Müdürlüğü’ne şikayet ettiklerini ancak kendilerine geri dönüş olmadığını söyledi. Yetkilileri, çevreye zarar veren bu tür işletmeler hakkında gerekli işlemleri yapmaya davet ediyoruz.
ZEYTİN KARASUYU2NUN ZARARLARI
Zeytin karasuyunun içeriğinde bulunan maddelerden dolayı geleneksel yöntemlerle arıtılması oldukça zor olmaktadır. Zeytin karasuyu evsel nitelikli atık su ile karşılaştırıldığında, evsel nitelikli atıksudan 200 kat daha fazla KOI, 205 kat daha fazla BOİ ve 240 kat daha fazla yağ ve gres içermektedir.
Zeytin karasuyunun bu özelliklerinden dolayı 1 m3’ü yaklaşık olarak 200 m3 evsel nitelikli atık suya, 200 m3 evsel nitelikli atık su ise yaklaşık 1.333 kişilik bir nüfusun atık suyuna eşdeğer olmaktadır.
Zeytin karasuyunun etkilerini şöyle sıralayabiliriz: Yüksek organik madde içeriğinden dolayı; deniz ve nehirler gibi alıcı su kaynaklarındaki çözünmüş oksijeni çok hızlı tüketir. Suda yaşayan tüm makro ve mikroorganizmalar yaşamlarını sürdüremezler. Karasuyun koyu rengi de suyun parlak görünümünü bozar ve güneş ışığının suya geçişini önleyerek fotosentez yapan su bitkilerinin ve yosunların üremelerini engeller. Karasuyun içerdiği yağ da su yüzeyinde film tabaka oluşturur ve havadan suya oksijen transferini engeller. Zamanla suyun içinde yalnız anaerobik (havasız) mikroorganizmalar gelişerek kokuşma başlar. Asidik özellikte olmasından, yüksek tuz ve fenolik maddeler içermesinden dolayı toprak kirliliğine de neden olur.
Ülkemizde irili ufaklı 2000’e yakın işletme faaliyette, Eylül ve Şubat ayları arasında yapılan zeytinyağı üretimi, geleneksel olarak zeytinlerin pres makinalarında sıkıştırılması ya da kontinüsantrifüjleme sistemleri ile gerçekleştirilmektedir. Her iki yöntem sonucunda da katı(prina) ve sıvı(karasu) olmak üzere iki tip atık oluşmaktadır. Türkiye genelinde bulunan zeytin işleme tesislerinden yılda 150 bin ton zeytin karasuyunun doğaya bırakıldığı raporlarda yer almaktadır. Bu da tehlikenin büyüklüğü hakkında bize bilgi vermektedir.
Kaynak: www.haberperi.com
Çevre katliamı yine başladı
Zeytin sezonunun açılması ile birlikte, zeytin üretimi sırasında ortaya çıkan Zeytin Karasuyu tekrar gündemdeki yerini aldı. Arıtmasının zorluğu ve yüksek maliyeti nedeni ile genellikle zeytinyağı üreticileri tarafından derelere ve tarım arazilerine bırakılan karasu, çevreye büyük zarar veriyor.
04 Kasım 2019 - 13:12
YORUMLAR