Kalyoncu'dan çarpıcı açıklamalar
Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kalyoncu, 'Annelerin haykırışı, terör sevicileri açığa çıkardı' dedi.
Çocukları PKK tarafından kaçırılan annelerin, Diyarbakır’da HDP il başkanlığı önünde oturma eylemi yaptıklarını hatırlatan Kalyoncu, “Olay bu. Herkes kendi meşrebine uygun değerlendirmeler yapıyor. Kimisi bunları devlet görevlileri yönlendirdi derken, kimisi kaçırılan çocukların bir partiden değil de devletten istenmesi gerektiğini söylüyor” diye konuştu.
Evlat yitirmiş annelerin, terör örgütüne giden yolun HDP’den geçtiğini bildiklerinden, kaçırılan çocuklarının geri verilmesini de aynı kapıda beklediğini vurgulayan Kalyoncu, HDP’nin terör örgütüne terörist diyemediğini, PKK’nın yönlendirmesi olmadan adım atamadığını ve eşbaşkanlık sisteminin legal görünümlü yapıda doğrudan doğruya illegal unsurun temsilcilerine yer vermek amacıyla icat edildiğini aslında herkes bildiğine dikkat çekti.
Kendilerine göre asıl meselenin, evlatları PKK tarafından kaçırılan annelerin buna başkaldırmaları ve bu isyanı HDP il başkanlığının önünde sergilemeleri olduğunu ifade eden Kalyoncu, “Acı dolu anneler ne oldu da, şimdi evlatlarını cinayet şebekesinden kurtarma girişimi için cesaret buldular?” dedi. Bu sorunun cevabının, aslında Türkiye’de 1984 yılından beri devam eden kanlı olayların adını doğru koyulması ve çarenin gecikmeden uygulanmasının rehberlik edeceğini bildiren Kalyoncu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, en son pençe harekâtları ile teröristin varlığını imha noktasına yaklaştığını ve sıradan bir annenin bile terör örgütünün uyguladığı şiddet ve tehditten güç alan legal veya illegal bütün yapılar karşısında haykırabilecek kadar güçlendiğini belirtti. Silah, şiddet ve cinayet ile var olan PKK örgütünün gücü kırılınca, onun baskısıyla susturulan, kan kusturulan ve boyun eğdirilen insanların, gerçekleri haykırabilecek kadar güçlü olduğunu belirten Kalyoncu, “Yani devlet güçlü ve insanından yana durunca, tehditten bağımsızlaşan insanım bir vatandaş olarak hakkını ve evladını aramaya yönelebiliyor” diye konuştu.
Kalyoncu, Türk Milliyetçileri olarak Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda yaşanan sorunun “Kürt Sorunu” olmadığını ilk günden beri söylediklerini vurgulayarak, şu anda evladı PKK tarafından kaçırılan bir annenin de aynı şeyi söylediğini ve bu annenin feryadından anlaşılması gerekenin tam olarak, sorunun etnik bir sebepten kaynaklanmadığı olduğunu ifade etti.
Devletin, terörist yapıyı yurt içinde veya yurtdışında ezdikçe, PKK tarafından ezilen vatandaşların bağımsızlaştığına dikkat çeken Kalyoncu, “Devlet pençesini teröristin kafasına indirdikçe her biri kendi köşesinden fırlayıp çıkan terör seviciler ses vermeye başlıyor” diyerek, Diyarbakır’daki annenin dediği gibi “Batsın sizin insaniyetiniz” şeklinde açıklamada bulundu.
Ağustos ayında İzmir’in Karabağlar ilçesinde başlayan ve yaklaşık beş bin hektarlık araziyi küle çeviren orman yangınlarına değinen Kalyoncu, bu konuyla alakalı da çarpıcı açıklamalar yaptı. Terör örgütlerinin yönlendirmesi ile ormanları koruma nöbeti tutanların, PKK tarafından üstlenilen orman yangınlarından sonra suspus oluverdiğini belirten Kalyoncu, bu suskunluğun hayırlı bir hal olmadığını söyledi.
Kalyoncu, “Hükümet edenlerin orman yangınına müdahalede zafiyete düşmeleri, ormanları yaktığını ilan eden PKK’nın yaptıklarını örtmekte kullanılıyor” diyerek, milli varlığın güzide mücevherleri olan ormanları teröristler yaktı demelerinin yadırgandığını ifade etti.
Kalyoncu son olarak ise şu cümleleri kurdu:
“AKP içerisinde kaynatılan yeni oluşum kazanları da, ipleri dışarıdaki unsurların organize hareketi olarak değerlendirilmeli ve iktidarın bugün millet ve devlet menfaatine tavır takındığının kanıtı sayılmalıdır. Geçmişte karşılıklı söylenmiş sözlerden ve yapılmış eylemlerden hareketle Cumhur İttifakını tartışma masasına getirmek isteyenlerin muradı, beka davamızın devlet politikalarına yansımasını engellemektir. Sayın Genel Başkanımızın açıkça belirttiği bir hususun altını çizmek yerinde olacaktır. Dün yaptığımız itirazlar hakkında düşüncelerimiz aynıdır. O gün itiraz ettiğimiz yanlış yollara kim yönelirse, göreceği şey Milliyetçi Ülkücü Hareketin bu yanlışlara karşı dimdik ve inançlı duruşu olacaktır”