Güzelliğin Son Trendi: Mezoterapi

26 Ağustos 2019 - 16:31

Güzelliğin her geçen gün bir kriter haline geldiği günümüz dünyasında vücudumuzun bazı bölgelerinde oluşan selülitli görünümler, çatlak izleri, portakal kabuğu görünümü kusur haline geldi. Peki bu kusurlardan kurtulmak mümkün mü? Dermatoloji Uzmanı Doçent Doktor Ahu Birol Kocaalp daha fit görünmek ve bu kusurlardan kurtulmak için kullanılan mezoterapi yöntemi hakkında ilgililerin merakını giderecek açıklamalarda bulundu.

Mezoterapinin daha çok bölgesel zayıflama uygulamalarında, selülitleri gidermede, hamilelikte oluşan çatlakların onarımında, gıdının toparlanmasında ve yüz gençleştirme işlemlerinde tercih edildiğini belirten Kocaalp, bu yöntemde amacın, sorunlu bölgeye küçük dozlarla ilaç enjekte edilerek yağ hücrelerini azaltmak olduğunu söyledi, Cilt altına enjekte edilen ilaç sayesinde, dolaşımda düzelme ve lenfatik sistemde canlanmanın arttığını vurgulayan Kocaalp, “Hücre içi yağ metabolizması hızlanıyor. Böylece cilt altı yağ dokusunda yağ hücre sayısı azalarak serbest kalmış yağ asitleri dolaşımla vücuttan atılıyor” diye konuştu.
Genç-yaşlı tüm kadınların korkulu rüyası haline gelen 'hidrolipodistrofi' denilen selüliti, derinin alt tabakasındaki yağ dokusunun, bağ dokuları arasında sıkışmasıyla ortaya çıkan yağların, özellikle kalça ve üst bacak bölgesinde düzensiz ve biçimsiz toplanmasına neden olan ve görmek istenilmeyen kötü görüntüler olarak tanımlayan Kocaalp, selülite zemin hazırlayan faktörleri, genetik yatkınlık, hormonların etkisi, dolaşım bozukluğu, beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam olarak açıkladı. Kocaalp, selülitlerinden kurtulmak ve pürüzsüz bir vücuda sahip olmak isteyenler için Revitacare CelluCare’in içeriğinde yer alan kafein ve mikro besinlerin yardımı ile enzimlerin aktivasyonunu maksimize ederek selülitsiz bir görünüm sağlamaya yardımcı olduğunu belirterek, “İçeriğindeki lipolitik etken maddelerle yağları enerjiye çeviriyor. Mikro dolaşımı ve lenf drenajını destekliyor, kutanöz dokunun dış görünümünü iyileştirmeye ve depolanan yağları azaltmaya yardımcı oluyor. Özel formülüyle portakal kabuğu görünümünden sorumlu tutulan kümeler halindeki adipositleri (yağ hücresi) hapsederek, Hyaluronik Asit içeriğiyle hücre zarlarını hidrolize ediyor. Revitacare CelluCare, içeriğindeki hyaluronik asidin nemlendirici özelliğiyle cilde daha yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm kazandırıyor. Yoğun kadifemsi hissi yaratarak ‘Portakal kabuğu’ görünümünün yok olmasına yardımcı oluyor” dedi.
Kocaalp, siluetin dış hatlarının yeniden belirlenmesini sağlanmasının da önemli olduğunu vurgulayarak, içeriğinde yer alan hyaluronik asit, DMAE, mikrobesinler ve vitamin B5 ile çatlak izlerinin görünümünün düzelmesine yardımcı olduğunu söyledi. Ayrıca Kocaalp konuşmasının devamında konuyla alakalı olarak şunları dile getirdi:
“Cilt dokularına ton kazandıran, cildin elastikiyetini artıran, cilde genç ve taze bir görünüm sağlayan Revitacare StretchCare; nemlendirme ve yeniden yapılandırma özelliğiyle hyaluronik asit, cildi destekleyen sıkılaştırıcı etkiye sahip DMAE, cildin doğal savunma mekanizmalarının serbest radikallere karşı güçlenmesine katkı sağlayarak, cilde daha genç ve berrak bir görünüm kazandıran mikrobesinler ve vitamin B5 içeriği ile mükemmel görünüm sağlıyor”
HASTANIN DURUMUNA GÖRE SEANS SIKLIĞI DEĞİŞİYOR
İşlemin  gıdı, bacaklar, karın ve mide bölgesi, yanlar, sırt, kollar, alt bacak olacak şekilde bölgesel yağlanma olan yerlere uygulandığını ve hekim tarafından yapılan uygulamaların hastanın durumuna göre farklı seans sıklıklarında gerçekleştirildiğine dikkat çeken Kocaalp,  “Revitacare CelluCare, iki hafta süreyle haftada iki seans ve daha sonra bir ay süreyle haftada bir seans uygulama ile gözle görülür bir etki sağlıyor. Vücudun toparlanmasına ve ince bir görünüme kavuşmasına yardımcı oluyor. Yüz ve vücutta yer alan tüm çatlak izleri ve elastikiyet kaybı için uygulanan Revitacare StretchCare ise duruma göre sekiz ya da 10 gün aralıklarla dört-altı seans olmak üzere uygulanıyor ve gözle görülür bir etki sağlıyor” dedi.
Ayrıca Kocaalp, uygulama sonrasında hastanın normal günlük hayatına devam edebileceğini ve  sadece mezoterapi tedavisi süresince güneş banyosu ve solaryumdan kaçınılması gerektiğine değinerek, bakım ve onarım kürü sonunda ciltteki hassasiyet geçtikten sonra hastanın güneşlenmesinde bir sakınca olmayacağını söyledi.