"Adalete ve yargıya olan güven sarsılmış durumda"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Adalet Bakanlığı'nın 2020 yılı bütçe görüşmelerinde CHP adına konuştu. Sındır, 'Türk toplumunda adalete, yargıya olan güven sarsılmış durumda' dedi.
CHP’li Sındır konuşmasında Türkiye’de ceza evi doluluk oranının yüzde 121’e ulaştığına dikkat çekti. 2002 yılında 59 bin tutuklu ve hükümlünün olduğunu bildiren Sındır, şu anda ise 258 bin 600 tutuklu ve hükümlünün cezaevlerinde olduğunu belirtti. “Cezaevindeki doluluk oranı da yüzde 121’e ulaşmış durumda” diyen Sındır, sadece bununla kalmayıp, 2002 yılından bu tarafa fuhuşun yüzde 800, uyuşturucu bağımlılığının yüzde 700, çocuklara yönelik cinsel istismarın yüzde 400, cinayetlerin yüzde 300, boşanmaların ise yüzde 40'a varan oranlarda arttığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“İşte 17 yıllık AKP iktidarının faturası. ‘Adalet olmayınca bir yerde, insan düşer o yerde her derde’ şapkanızı önünüze koyup düşünüp taşının ve artık toplumun, muhalefet partilerinin seslerine kulak tıkamayın. Toplumun yargıya güven duygusunu pekiştirecek olan hukukun üstünlüğüdür, yargının tarafsızlığıdır, bağımsızlığıdır. Bakınız Adalet Bakanlığı 2018 yılına 13 milyar 714 milyon TL ödenekle başlıyor. Fakat bu rakam 2018 sonunda bu ödeneğin yaklaşık yüzde 124 fazlası bir harcamaya ulaşmış. Yeni bütçenin de bu öngörüsüzlük çerçevesinde hızlı, verimli, hukuka uygun ve etkili bir adalet politikasına yetmeyecektir.”
Toplumdaki adalete olan güvensizlik duygusunun hiç olmadığı kadar yükseldiğini dile getiren CHP’li Sındır, Türk toplumunda adalete, yargıya olan güvenin sarsılmış bir durumda olduğunun altını çizdi. Sosyal Demokrasi Vakfı’nın 14 Haziran’da 600 katılımcıyla bir anket düzenlediğini hatırlatan Sındır, Yargı Bağımsızlığı ve Yargıya Güven Araştırması Anketi'ne göre yargının bağımsız olduğunu düşünenlerin oranının yüzde 34’e çıkmış olduğunu aktardı. “Kaldı ki AK Parti seçmenlerinin de yüzde 26,2'si Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını düşünüyor” diyen Sındır, yargıya, hukuka güven yoksa suçun, suçlunun; caydırılması ve ıslah konusunun bir sorun haline dönüştüğüne dikkat çekti. Yüksek mahkeme üyelerinin, hakimler, savcılar ve bu meslekten sayılanların, subay ve astsubayların milletvekili veya belediye başkanlığına aday olduktan sonra seçilememeleri durumunda görevlerine dönemeyeceğinin ilgili kanunlarda belirtildiğine vurgu yapan Sındır, “Bu sınıfta olan kamu çalışanları, adaylık için görevlerinden ayrıldıktan sonra, artık siyasi kimliklerini ifade etmiş oldukları için görevlerine geri dönemezler” diye konuştu. Bu uygulamaya, yargı mensubunun veya ordu mensubunun siyasi kimliği eğer ifşa olduysa, ortaya çıktıysa yeniden yargıda bağımsız kalması ruhuna aykırı olduğu katıldığını ifade eden Sındır, ancak Mart 2018'de Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili adayı olmuş; belediye başkan aday adayı olmuş; ilçe yönetimi, il yönetimi kurucuları olmuş 113 avukatın, hakim ve savcı yapıldığını söyleyerek, “Dilerim bu hakim ve savcılar bağımsız ve tarafsız olsunlar ama mümkün mü?” diye soru yöneltti. Kanunları hiçe sayan, adalet duygusunda erozyona neden olan, vicdanlarda kapanmaz yaralar açan AK Parti iktidarını bütçe görüşmelerinde bir kez daha uyardıklarını belirten Sındır, “Bir toplumda adalet yoksa huzur da olmaz, adalet yoksa özgürlük de olmaz. Adalet ancak liyakat ile bağımsız ve tarafsız yargı ile olur” diye konuştu.